bi'şeyler

Ben Sandığınızdan Çok Daha Aptalım

Pişman, yaptığı bir işin veya davranışın olumsuz sonucunu görerek üzülen olarak tanımlanıyor. Peki ya her zaman yaptığımız bir iş için mi pişman oluruz? Yapmadıklarımız, onlar bizi pişman etmezler mi? Pişmanlığın tanımını baştan yazmak gerek, pişmanlık canımızı yakan her şey olmalı bence ancak kötü bir şey değil iyi bir şey olmalı. Bize iyi değil belki ama başkalarına iyi olmalı, insan yaptığı hatalarda bile başkalarına yardım edebilmeli. Neticede insan çevresine ve kendine yardım edebildiği kadar var olur. Kimisi de yardım etmeyi reddeder ve var olmak için başka yollara baş vurur, işin sonunda da varlığı için bağımlı olmak zorunda kalır.

Yardımlarımız bağımlık yaratmamalı çünkü bizler birbirinin özgürlüğünü kısıtlayan bağımsız canlılarız. Özgürlük de tıpkı pişmanlık gibi sınırları olmayan ve belki de tanımı kişiden kişiye değişen bir olgudur. Sahi tanımlarımız değişken olduğu için mi kavga ederiz? Tanımlarımız değişken olduğu için mi pişman oluruz? Tanımlarımız değişken olduğu için mi pişman ederiz?

Pişman olmadan önce pişman etmek için bahanelerimizi sıralarız çünkü bizim tanımalarımız hep doğrudur. Yoksa varoluş canavarı gelip hepimizi yutar! Belki de bütün amaç budur, bütün ego kavgalarının, anlamsız haklılık savaşlarının altında egomuza yediremediğimiz bir kavga yatıyordur. Ancak bilinmelidir ki insan egosuyla değil benliğiyle var olur.

Benliğimizi beslemek bizi pişman eder ama gururlu ya da aptal etmez. Benliğimizi beslemek varoluş canavarına ziyafet açmaz. Benliğimizi beslemek egomuzu ve varoluş canavarını yenmemizin ön koşuludur, kendimizi sevmemizin, çıplak vücudumuza hatta çıplak düşüncelerimize gururla aynada bakmamızın, ön koşuludur. Toplumun yargılarını yıkmanın, en zoru, kendi yargılarımızı yıkmanın tek yoludur. Kimilerine göre benliğimizin beslenmesi bizleri aptal eder, toplumda var olamayacak “ezik” tiplere dönüştürür. O halde, ben aptallığımla ve en çok da kendimle gurur duyuyorum çünkü benliğimi beslemek zorundayım. Kendimle gurur duymak ve hatta yeri gelince benliğimi beslemek için kendimi yok etmek zorundayım. Ben var olmak zorundayım yoksa ne kadar sıkıcı ve anlamsız olurmuşum. Ben çok daha fazlasıyım çünkü ben sandığınızdan çok daha aptalım.

Öğrencileri farklı kültürlerle tanışmaya iten Desiderius’a sevgilerimle.

Başa dön tuşu