Cinsellikten Sıyrılan Bir Aşkın İnşası
Emmy adaylığı olan, 7 sezon sürerek 2022’de final yapan Amerikan komedi dizisi Grace and Frankie’den bahsedeceğim biraz size. Bu diziyle ilgili söyleyebileceğim çok fazla şey var; içinizi ısıtmasını ve sizi güldürmesini bir yana bırakarak aslında kesinlikle değişim, hayata yeniden başlama ve yaşlanma korkunuzu giderdiğini, vazgeçmenin, affetmenin ve romantizmin yaşının olmadığını öğrendiğiniz ve tüm bunlarla beraber izlerken şifalanacağınızı söyleyebilirim. Ama bunlardan bahsetmeyeceğim.
Bu hikayede birbirinden nefret eden, orta yaşını aşmış ve kesinlikle ayrı dünyaların insanları olan Grace ve Frankie’nin yol arkadaşlığından doğan bir hali anlatmak istiyorum: Cinsellikten sıyrılan bir aşkın inşası. Aslında bu inşaya günlük hayatımızda dostluk diyoruz. Fakat dizide gördüğüm şeyin, henüz 27 yaşımda, dostluktan biraz daha fazla, daha güçlü bir yaşam formu olduğunu düşünüyorum. Belki ileride fikrim değişecek, bilmiyorum.
Diziyi izlerken aklıma Aristoteles’in dostluk kavramını açıklarken söylediği bir söz geldi: “Birlikte var olmak, birlikte yaşamak, birlikte sevinip birlikte üzülmek, tek ruh olmak: Birbirleri olmadan yaşayamamak değil, birlikte ölmek.” Bu iki kadın, özellikle de dizinin finalinde tam olarak bunu hissettiriyor. Bu sözün bize anlattığını biz çoğu zaman aşk kavramı üzerinden kurgularız. Ve aşk bize çoğu zaman dostluktan ayrı bir kavrammış gibi yaşatılır. Halbuki Aristoteles, aşkı dostluk üzerinden tanımlar ve onun kavramıyla aşk, dostluğun aşırıya kaçmasıdır. Bu aşırılık kötü bir aşırılık değildir, onun için gerçek dostluk ne kadar zorsa aşk gerçek anlamdaki dostluğa ulaşmaktan daha zordur.
Ve bu iki kadın, bana göre, zor olanı başarıp dostluğun aşırılığını yaşıyor. Aşk sadece romantik bir his değil, aynı zamanda iki insan arasında sağlam bir ilişki inşa etmeyi gerektiren bir süreç. Aşkı sürdürmek ve güçlendirmek için karşılıklı çaba, anlayış ve fedakarlıkta bulunuruz. Bu süreçte, belki de en zoru olan, birini olduğu gibi kabul etmenin sancısını çekeriz. Ve evet, tam bunlarla birlikte bir ilişki kurduğumuzda ve bunu cinsellikten ayırdığımızda bu ilişkiye dostluk diyor yalnızca sevişmiyoruz, tıpkı Grace ve Frankie gibi.
Belki de o yaşlar için aşkın inşası cinsellikten sıyrılıyordur, bilmiyorum çünkü henüz o yaşlara gelip de aşkı tatmadım. Dediğim gibi, belki ileride fikrim değişecek bilmiyorum ama şu anki yaşamsal idrak noktamda Grace ve Frankie’nin yaşadığı durumun dostluktan da fazlası yani cinsellikten sıyrılmış bir aşkın inşası olduğuna inanıyorum.
Adına ister aşk deyin, ister dostluk, ister yol arkadaşlığı fakat birliktelik şifadır. Tıpkı Grace ve Frenkie’de olduğu gibi.