sanat

Gül ve Mermi

Daha önce sesinizi kaybedene kadar çığlık attığınız, masaya tabanca, gül, jilet, şarap, bıçak gibi yaralayabilecek hatta öldürebilecek nesneleri koyup insanlara bu nesnelerle size istediklerini yapabileceklerini söylediğiniz veya Çin Seddi’nde 200 kilometreden fazla yürüdüğünüz oldu mu? Siz de bizim gibi fani ve normal sayılabilecek insanlarsanız büyük ihtimalle bu sorulara cevabınız ‘hayır’ olmuştur. Fakat bunları gönüllü olarak yaparak sanatını icra eden biri var. Marina Abramović…

Marina Abramović, 1946 yılında Belgrad’da dünyaya gelen Sırp performans sanatçısıdır. 1960’larda ortaya çıkan ‘body art’ akımının en önemli temsilcilerindendir. Performanslarıyla bedeninin ve ruhunun gidebileceği son noktaları zorlayarak araştıran bir sanatçıdır. 1974 yılında Napoli’de gerçekleştirdiği performs bana göre en etkileyici performansıdır. 72 objenin yer aldığı masada; tabanca, gül, kuş tüyü, jilet, mermi, tabanca, testere, şarap gibi çeşitli nesneleri bırakmış ve seyircilere bu nesneleri kullanarak ona istediklerini yapabileceklerini söylemiştir. İlk başta seyirciler ona gül verip kuş tüyüyle gıdıklarken, sanatçının tepki vermemesi üzerine yapılanların şiddeti artar. Kimisi jiletle boynuna çizik atar kimisi bacağını bıçaklar. Performansın 6. saatinde bir seyircinin tabancayı Marina Abramović’e doğrultması üzerine gösteri biter. İnsanlığımızı sorgulama ve insanlara izin verirseniz eğer sizi öldürebilecek hale gelme potansiyelini ve şiddetin gelebileceği noktaları gözler önüne serer.

Hayatındaki belki de en önemli kişi, özel hayatını ve sanatını paylaştığı Ulay’dır. 20 sene boyunca beraber olmuşlar ve çok farklı eserler üretmişlerdir. Yeri gelir, gerili bir yayı, zehirli bir ok ile kalbe hedef alırlar. Hızlanan kalp atışlarını göğüslerine takılı mikrofonla kaydeder, diz üstü oturup birbirlerini tokatlarlar, sırt sırta ama saçları birbirine bağlı kımıldamadan oturular, dudakları birbirlerine yapışıkken sırayla birbirlerinin ciğerlerindeki havayı içlerine çekişmişlerdir. Bu eylem iki taraf da susuz karbondan başka bir şey çekemeyip nefes darlığı çekene kadar sürmüştür. Maalesef ilişkileri Ulay’ın başka bir kadını hamile bırakması sonucu ihanetle bitmiştir. Birbirlerine vedaları ise Çin Seddi’nin uçlarından birbilerine doğru yürüyerek orta noktada buluşmalarıyla olmuştur. Bu sıradışı aşka da bu sıradışı veda yakışırdı zaten…

Hikayelerinin bugününe gelecek olursak, Ulay 2020 yılında kanserden vefat etmiştir. Marina Abramović ise kendi ismini verdiği ensitüsünde öğrencilerini yetiştirerek ve yine farklı işler ortaya koyarak sanatına devam ediyor…

Başa dön tuşu