Saint Stacy: Basit Bir Sevgi

Saint Stacy kendini üç kelimeyle tanımlasa ne derdi?
Odaklı, hırslı ve biraz da çılgın! Müziğe olan tutkum beni harekete geçiriyor, odaklandığım şey ise tamamen özgün bir şey yaratmak. Biraz çılgınım çünkü farklı olmayı seviyorum. Hem müzikte hem de hayatımda gerçekten önemli olana odaklanmayı ön planda tutuyorum.
Solo müzik kariyerine nasıl karar verdin? “Saint Stacy” isminin bir hikâyesi var mı?Kadebostany ile turneye çıktığımız dönemde, yeni bir şey denemek, farklı bir yola girmek gibi bir düşünce kafamda oluşmaya başladı. Sonunda gruptan ayrılmaya ve kendi yolumu keşfetmeye karar verdim. Bu karar benim için çok zordu çünkü adeta bir aile gibiydik ve çevremdeki insanlar bu kararı neden verdiğimi tam olarak anlayamadı. Ama ben yeni bir meydan okumaya hazır olduğumu biliyordum.
“Saint Stacy” ismini seçmek ise tarif etmesi zor bir şeydi ama içime tam olarak sindi. Kim olduğumu ve müziğimi çok iyi yansıtıyor.
Müzik üretim sürecinde seni en çok besleyen duygular hangileri? (Hüzün, neşe, öfke vb.)
Tüm duygular yaratım süreci için değerlidir çünkü duygu varsa orada bir canlılık, bir ruh var demektir. Yine de fazla olumsuz duyguların beni etkilemesine izin vermemeye çalışıyorum; çünkü bu zehirli bir hâl alabiliyor. Şarkı hüzünlü bile olsa, tıpkı hayatımda olduğu gibi bir denge kurmam gerekiyor. Bence bu denge, üretkenliği artırıyor.
“Kind of Love” adlı favori şarkımda geçen “Can’t you love me just in a simple way?” (Beni sadece basit bir şekilde sevemez misin?) cümlesiyle anlatmak istediğin neydi? Senin için “basit bir sevgi” ne demek?
“Basit bir sevgi” benim için dış görünüşe, hediyelere ya da maddi şeylere dayalı bir şey değil. Çok daha derin ve gerçek bir şeyden bahsediyorum. Mesela birlikte gökyüzündeki yıldızlara bakmak bana çok romantik geliyor. Bence hepimizin ihtiyacı olan sevgi bu – sade ama içten. Ve ne yazık ki bu tür sevgiyi bulmak zor!
Türk müzisyenleri dinliyor musun ya da tanıyor musun? Varsa favori isimlerin kimler?
Kadebostany ile çıktığımız turnede birçok Türk müzisyenle karşılaştım, bazıları gerçekten çok iyiydi. Ama ne yazık ki isimlerini hatırlayamıyorum.
Boş zamanlarında neler yaparsın? Hobilerin neler?
Evde kalmayı, yemek yapmayı, dekorasyonla uğraşmayı çok seviyorum. Makyaj, spa, spor salonu gibi daha “kızsal” şeylerle ilgilenmeyi de… Gerçekten tam bir kız çocuğuyum diyebilirim!
Tanrı için bir yemek yapacak olsan ne hazırlardın ve neden?;
Gitar şeklinde kendi yaptığım kurabiyeleri hazırlardım!
İnsanların sana sık sık “Kristina, bunu yapma artık” dediği bir huyun var mı?
Evet, çok konuşmam! Sürekli konuşuyorum!
Spotify ya da benzeri bir programda en son hangi şarkıyı dinledin?
Royel Otis’ten Sofa King.
Bir takıntın var mı? Varsa nedir?
Takıntı demek istemem ama genç kalmaya önem veriyorum. Sadece dış görünüş olarak değil, enerjik kalmak anlamında da. Ve her zaman kendim olmaya, kendimi geliştirmeye çalışıyorum!
Şampuan bitince içine su koyup çoğaltır mısın?
Evet! Hatta diş macunu tüpüm bitince bile ortadan kesip kalanını çıkartırım!