Nedir Bu Intermezzo?
“Başka insanların talepleri bitmez, yalnızca çoğalır. Hep daha karmaşık, daha zordur. Bu da, diye düşünüyor, daha çok hayat, hayatın hep daha fazlası demenin bir başka yolu.”
Her influencer’ın elinde, Twitter’ı açtığımızda karşımızda, TikTok’u ise ele geçirmiş durumda! Nedir bu İntermezzo çılgınlığı? Gelin, hep beraber inceleyelim.
Yazarımız Sally Rooney, “Normal People” adlı romanının Lenny Abrahamson ve Hettie Macdonald tarafından mini diziye uyarlanmasının ardından pop kültürde önemli bir yer edindi. Rooney, eserlerinde insan ilişkileri, aile problemleri, travmalar ve sıradan insanların hayat mücadelelerini ele alıyor.
Yazarın son çıkan İntermezzo adlı eserinin bu kadar popüler olma sebeplerinden biri, tüm dünyada eşzamanlı olarak yayınlanması. Edebiyat tutkunları bilir ki, bazen beklediğiniz bir kitabın Türkçe’ye çevrilmesi ve yayınevi tarafından satışa sunulması altı ayı bulabiliyor. Sally Rooney’nin son eserinin eşzamanlı yayınlanması, aslında bir güç gösterisi.
Rooney’i pop kültür için bu kadar önemli kılan unsurlardan biri, filtresiz tasvirleri ve insan ilişkilerinin birebir analizidir. Onun karakterlerinde kendinizi bulursunuz (ne kadar istemeseniz de!) Rooney’nin okur kitlesi genellikle genç kadınlardan oluşuyor ve oldukça geniş bir takipçi kitlesi var. Ancak, seveni kadar sevmeyeni de var; bazıları Rooney’yi fazla sıradan ve sıkıcı bulurken, diyaloglarının zor okunmasına dair eleştiriler de bulunuyor. Yine de, yazarın sıkı takipçileri için bu sorun değil. Çoğu okur, sıradan yaşamları bu kadar ilgi çekici anlatması nedeniyle onun eserlerinde kendini buluyor. Çünkü Rooney, hepimizin hayatındaki aşkı, cinselliği, kaderi ve ölümü bizlere kendine özgü yazım tarzıyla sunuyor.
“İntermezzo,” üçüncü şahıs bakış açısıyla iki kardeş olan, Peter ve Ivan’ın, babalarının kaybı sonrası yas dönemini anlatıyor. Kardeşlerin arasındaki gerilim, eserin temelini oluşturuyor. Peter bir abinin olacağı kadar küçümseyici davranıyor, Ivan ise küçümsenmemek için sürekli kendini kanıtlamaya çalışan bir gencin kibri ile dolu.
Kitap cenaze sahnesi ile açılıyor. Cenaze sonrası kardeşler kendi hayatlarına döndüğünde eser başlıyor diyebiliriz. Peter, 32 yaşında bir avukat olup, 23 yaşındaki kız arkadaşı Naomi ile açık bir ilişki yaşıyor; ancak kalbi bir edebiyat profesörü olan gençlik aşkı Sylvia’ya ait. Peter ne Sylvia’yı bırakabiliyor ne de Naomi ile düzgün bir birliktelik yaşayabiliyor. Daha da ileri giderek, ikisini de aynı anda sevdiğini iddia ediyor.
Peter iki kadın arasında gidip gelirken, profesyonel bir satranç oyuncusu olan Ivan bir maç sırasında Margaret ile tanışıyor. Kendinden 14 yaş büyük olan bu kadınla aralarında arzudan doğan bir ilişki başlıyor. Kocası alkolik olduğu için ondan boşanan Margaret, hayatta ikinci bir şansı olduğunu düşünse de 22 yaşında henüz ergenlikten yeni çıkmış bir çocukla birlikte olmanın getirdiği sıkışmışlık hissiyle sürekli kendisini sorguluyor. Her şeye rağmen, Ivan’ın aşk hayatı Peter’a kıyasla daha stabil durumda denebilir.
Sally Rooney, bu eserinde kuşaklar arası uçurumu, aile çekişmelerini, sınıf ayrımını ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını ele alıyor. Yazarın modern dünyada popüler hale gelmesiyle, “İntermezzo” bir statü sembolü haline geldi. Kitapları, günümüz karmaşık ilişkilerini tüm çıplaklığıyla göz önüne serdiği için pek çok okur, eseri kendine yakın hissediyor. Okudukları karmaşık ilişkiler, okurların hayatının bir parçası haline geliyor. Yazar, okurların iç çatışmalarını adeta ezbere biliyor gibi. Bu da İntermezzo’yu genç okurlar için daha samimi kılıyor.
Özet olarak, bu eseri kolayca okuyabilmek için yazarın diline alışkın olmak gerekiyor, fakat alıştıktan sonra eser sizi alıp götürüyor. Karakterlerle iç içe geçiyorsunuz, yeri geliyor onlar için yas tutuyorsunuz, yeri geliyor kitaba girip kardeşlerin ilişkilerini düzeltmek için yardımcı olmak istiyorsunuz. Bize kalırsa İntermezzo pop kültürün şişirdiği bir balon değil, edebiyat dünyasında kalıcı bir eser.
“Her zaman işe yaramıyor ama elimden geleni yapıyorum. Bakalım neler olacak. Her durumda yaşamaya devam.”