Herkese Yer Var!

Pere Lachaise Mezarlığı, 1804 yılında kullanıma açıldı. Paris’te olmasına rağmen ilk yıllarında çok kullanılmayan mezarlık, daha sonraki yıllarda tercih edilmeye başlandı ve türlü restorasyonlar geçirdi. 29 anıtıyla birlikte bir müze görevi görmektedir. Birçok ünlüye ev sahipliği yapmasıyla daha da ünlenen Pere Lachaise Mezarlığı yetkilileri, Napolyon’un “Her vatandaş ırkı ya da dini ne olursa olsun gömülme hakkına sahiptir.” sözünü kendi ilkeleri olarak kabul etti.

Yapı doğal olarak ölülerin istirahat yeri olsa da bir “kültür mezarlığı” olarak da kabul edilebilir. Mezarlar, amaçları gereği iç karartıcı ve üzücü yerler olarak bilinse de Pere Lachaise’da insanlar, tebessüm ederek sevdiklerini anabiliyorlar. Özellikle ünlü isimlerin mezarlıklarında, karakterlerini de yansıtan bir mimari kullanılması herkesin ilgisini çekiyor. Restorasyonlar ve genişlemelerle birlikte 43 hektara ulaşan büyüklüğü göz korkutsa da girişten temin edilen harita ile hem sevdiklerinizle ruhani bir birliktelik yaşayabilir hem de kültürel olarak ufkunuzu genişletebilirsiniz. Mezarlıktaki anıtlar, genel olarak tarihsel olayların anısına dikilmiş durumda. Yahudi soykırımı anıtından, Çekoslavak anıtına kadar çeşitli heykeller ve abidelerle birlikte insanlığın, ölüme giden uzun yolu savaşlarla kısaltmasını tokat gibi yüze çarpan mezarlık, ayrıca toplum bilincimizi de tazeliyor.

Ünlü mezarlarına gelecek olursak en çok ziyaretçi alan ünlülerin başında; Allen Kardec, Jim Morrison, Oscar Wilde ve Victor Noir geliyor. Enteresan bir sima olan Allen Kardec’in mezarlığı, her daim dolu ve takipçileri oldukça fanatik diyebiliriz.

The Doors grubunun solisti Jim Morrison’ın mezarı ise bir anıt mezar gibi görünmese de çok fazla ilgi çekiyor. Hayranlarının uygunsuz davranışlarından olsa gerek, mezarı yetkililer tarafından korumaya alınmış durumda. Ünlü yazar Oscar Wilde’ın mezarlığı da başka bir kalabalık nokta… Yazarın anıt mezarı, sevenlerinin öpücükleriyle dolu. Daha sonraları korumaya alınsa da rujunu kapan öpücük bırakmayı unutmuyor. Victor Noir ise en enteresan mezarlardan birine sahip. Gazeteci olan Noir rivayete göre çapkın bir insandı. Mezarının üstünde bulunan heykelinin şakalı kısmı ise cinsel organının belirgin şekilde yapılması. Heykelin dudak ve cinsel organ kısımları, ziyaretçiler tarafından sıkça dokunulduğu için aşınmış durumda. Ayrıca; La Fontaine, Moliere, Chopin, Pisarro, Sadık Hidayet, Modigliani, Stein, Signoret, Ahmet Kaya, Yılmaz Güney gibi bir çok ünlünün mezarları da burada bulunmaktadır.

Ek olarak mezarlığın içinde krematoryum da bulunuyor. Ölen insanların vasiyetleri üzerine, yakılma tercihine saygı duyan Pere Lachaise Mezarlığı bunun için bir krematoryum inşa etmiş. Her dinden, ırktan ve kültürden insanın bulunduğu bu mezarlık, dünya barışına ve insanlığın öz saygınlığına yol gösterir durumda da diyebiliriz. Sadece öldüğümüzde yan yana gelebiliriz gibi görünse de ölen insanları ziyarete gelen yaklaşık 3.5 milyon insan farkında olarak ya da olmayarak aynı insanlara üzülüp saygılarını sunuyorlar.

Dünyada birçok anıt mezar ve tarihi anıt bulunsa da bu denli mesajı içinde bulunduran ve hayatını kaybedenlerle yaşatabilen bir yer bulmak çok zor gerçekten. Bu barış ve karşılıklı saygıyı, gündelik hayatta da sürdürebilmek ilerki yıllarda daha da anlaşılabilir bir durum olacak gibi duruyor.

Başa dön tuşu