sanat

Metamorfozlar

Geçen gün Emanuele Coccia’nın Metamorfozlar kitabını okudum ve kendi yaşamlarımızı ne kadar biricik düşündüğümüzü fark ettim. Bu yazıda size metamorfozun biyolojisinden ziyade bizlerdeki psikolojik etkisinden bahsetmek istiyorum. Metamoforfozun anlamını birçoğumuz biliyoruz fakat bir de Emanuele Cocccia’dan aktaralım.

Metamorfoz, tüm tabiatlar arasındaki eşdeğerlik prensibi ve bu eşdeğerliğin oluşmasına izin veren süreçtir. Her form, her tabiat, kendisiyle eşdeğer olan bir başkasından gelir. Hepsi aynı düzlemde var olur. Her biri, diğerlerinin sahip olduklarını paylaşır, fakat farklı şekillerde.

Doğduğumuz günden itibaren aslında hayatta bir değişim içindeyiz. Bizi dokuz ay karnında taşıyan annemizin bedenindeydik ve o aslında onun bedeniydik. Babamızın ve annemizin formlarının bir sonucu olarak nasıl olur da doğumu bir başlangıç olarak görebiliriz bilmiyorum. Çünkü doğum aslında bir başlangıç değil, geçmişimizin ve geleceğimizin bir devamlılığıdır.

‘’Yaşayan her varlık bir güruhtur’’ diyor Emanuele Coccia.Bu güruhtaki herkes, görünüşüyle sürekli oynayan bir beden sanatçısı ya da bir terzi gibi, türlü türlü bedenler ve ‘’ benlik’’ler diker. Her yaşam, süreleri farklılık gösteren anatomik moda şovudur.
Değişim bir kişinin yaşamını alışılmışın ötesine götürür. Değişim, hayatın akışını koruyabilmek için herkesin hayatında ihtiyaç noktasıdır.

Esasında, hayat, doğumdan ölüme ve belki de ölümden sonrasında da bitmek bilmeyen bir gizem. Zaman zaman düşünüyorum, bir kez doğdum ve bunu ben seçmedim. Belki de seçme hakkı sunulsaydı doğmamayı seçerdim. Aslında doğumumuzu seçemeyiz ama daha sonraki süreci değiştirebiliriz. Doğdumuzda belirli bir yol üzerinde gidiyoruz, en başta ailemiz daha sonra öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız bize yol gösteriyor. Ama zaman geçtikçe ne oluyor? Arayışımız devam ediyor ve kabuğumuzdan çıkıp yeni bir yol arıyoruz, Comfort Zone’dan ( Konfor Alanı ) çıkıp yeni ve bilinmeze doğru gidiyoruz.

Bazen telefonda galerimi karıştırırım ve her bir sene önceki fotoğrafıma baktıkça, ne kadar da değişmişim, bu ben miyim? Bu fikirler benim miydi? Diyerek kendi kendimi eleştiririm. Bu eleştirim bazen iyi, bazen kötü yöndedir. Ama şu an fark ediyorum ki benim iyi ya da kötü değerlendirdiğim eleştiriler, beni ben yapan bir metamorfozun sonucu. Pardon sonucu değil, devamı diyelim. 🙂

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu