Çirkin mi Sanat?
‘’Sanat hakkındaki anlaşmazlıkların çoğu sanat ve güzellik kelimelerinin kullanışındaki tutarsızlıktan ileri gelir. Tutarlı olduğumuz tek bir şey varsa o da bu kelimelerin yanlış kullanılmasıdır denilebilir.’’ diyen Herbert Read, ‘’ Sanatın Anlamı’’ adlı kitabında sanat ve güzelliği ince bir şekilde ele alıyor ve şöyle devam ediyor: ‘’Öteden beri şöyle düşünürüz: Her güzellik sanattır veya her sanat güzelliktir. Güzel olmayan sanat değildir. Çirkinlik olan yerde sanat yoktur.’’
Sanata hangi açıdan bakarsak bakalım, sanatın güzellikle bir ilgisi yoktur. Sanat ve güzellik arasında şöyle bir fark vardır: Sanat onu kimin ürettiğiyle, güzellik ise kimin baktığıyla ilgilidir. Güzellik basit bir şekilde hoşumuza giden şeydir. Eğer sanata güzellik olarak bakarsak, hayatımızda hoşumuza giden birçok şeyi sanat olarak algılayabiliriz.
Sanat, ister bir kopyanın kopyası olsun, ister tamamen yeni oluşturulan bir şey olsun, bir fikri ya da bir duyguyu ifade etmenin, dünyaya farklı bir bakış açışı yaratmanın yoludur. Birçok sanatçıda hoşa gitme isteği vardır ve sanatçının yarattığı güzellik standartlarını gören kişinin, güzellik algısı okşanır.
Güzellik hakkında yapılan birçok tanım vardır fakat kelimelere olan bağlılığımız bizi çoğu zaman yanıltır. Sanatı kelimelere indirgemenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Bana göre güzellik kişinin bir yönünü olumlu ve tatminkar hissettiren bir şeydir. Sanatta her zaman bunu hissetmeyebiliriz. Bazen bir esere saatlerce bakarak hayatımızdaki en hüzünlü anı düşünebiliriz. Sanat, güzel olan birçok şeyi içinde barındırabilir fakat yalnızca güzel olan, sanat demek değildir. Ayrıca sanatın olumlu düşünceler barındırması gerektirdiğini de düşünmüyorum. Hatta sanatçı tarafından, bilinçli bir şekilde, rahatsız edici veya acıtıcı olabilir: düşünmeye zorlayabilir ve aklında hiç canlanmayan anları gözünün önüne getirebilir. Ve de en önemlisi, sanat eğer içindeki bir duyguyu açığa çıkarabiliyorsa sanattır..