Çıplaklık, bir cinsel gizlilik ifadesi olup, genellikle kişisel bir kavramdır. Kişisellikten çıkıp yaygınlaştığı alanlar hala çok sınırlı olsa da kitlesel hareketler tercih edilmiyor değil… Çıplaklığın gizli bir durum olması, Playboy ve diğer örneklerinden anlaşılacağı üzere, büyük bir piyasanın para kaynağı haline gelmiştir. Daha çok erkeklere hitap eden bu “görsel şölen” ucuz bir cinsel uyarım yolu sağlamaktadır. Genellikle gizlenen bu dergileri kimse satın almasa da kesin “bir arkadaş” almıştır.
Ahlak ile çıplaklık kavramları arasında bir bağ kurmaya çalışmak gerçekçi bir tutum değildir. Çünkü giyilen bir kıyafet ile oluşturulan gizliliğin hazzı, tüm kusurları ortada olan çıplak bir vücuda göre daha fazla olabilir. Tabiki bu durum çıplaklığın, cinsellik içerdiği gerçeğini değiştirmez. Çıplaklık ve utanç arasındaki çağrışım kültürden kültüre değişim gösterebilir.
Günümüzde, sahillerde üstsüz güneşlenmek normalleşerek, utanç duyulması gereken bir durum olmaktan çıkmasıyla, söz konusu sanat olduğunda çıplaklığın bambaşka bir hal kazanması birbirine benzer durumlardır. Öyle ki sahilde üstsüz güneşlenen bir kadın, insanlara rahatsızlık vermediği gibi resim ve heykeldeki çıplaklık da herhangi bir rahatsızlık vermez. Bu şekilde çıplaklık, sanatın en temel imgelerinden biri haline gelmiştir. Bunun nedeni çıplak insan vücudunun; uyum, şehvet, hissiyat gibi insani halleri yansıtmaktaki gerçekçiliğidir.
Geçmişten bugüne sanatçılar, birçok tanrıyı, mitolojik kahramanı ve dini kişiliği çıplak olarak resim ve heykellerde tasvir ederek, “çıplaklığı” toplumsal hafızamıza kazıdılar. Tüm bunların etkisiyle, çıplaklık her geçen gün daha da normalleşmeye devam etmektedir.