spor

Futbol 2.0

“Amerikan futbolu teknoloji anlamında futbolun çok önünde. Quarterback taktiği kulaklıktan koçunu duyabiliyor, buna kesinlikle ihtiyacımız var. Futbol geleneklerin arkasına saklanmayı bırakıp köklü değişiklikler yapmalı.”

Julian Nagelsmann’ın bu sözleri akıllara hocaların hocası, şanlı Arjantin’in el Loco’su , takıntılı, zincirkıran, Andallar’ın ve ilk insanların öğretmeni, Birleşik Krallık’ın hükümdarı, futbolun koruyucusu Marcelo Bielsa’nın “Futbol 11 robotla oynansaydı hiç kaybetmezdim.” açıklamasını akıllara getiriyor. Çünkü Bielsa, NFL teknik ekiplerine yakın sayıda rakip analizi ve her duruma karşı bir planlama ortaya koyuyor fakat futbol insanlarla oynana bir oyun ve bazen bu ilkel canlılar denilenleri yerine getiremiyor. Peki Nagelsmann’ın bağnazlıkla suçladığı futbol diğer spor dallarının teknolojik gelişmelerinin ne kadar gerisinde…

NFL oyuncuları her sezon 500’e yakın oyun kurgusunu ezberlemek zorunda kalıyor ve bu yüzden bir oyun kurucuyla koçun maç içinde kulaklıkla konuşması oldukça faydalı bir durum. NFL yani Amerikan Futbolu’nda koç ve Quarterback -oyun kurucu- bir kulaklıkla anında iletişime geçebilir ve ona taktikleri aktarabilir. Çok sert mücadeleler sebebi ile sakatlanmalarıyla da ünlü olan bu spor bilindiği gibi kaskla oynanıyor ve her sene kasklar üzerinde yeni çalışmalar yapılıyor. Kask markaları ürettikleri elektronik kontrol sistemleri ile birlikte beyin sarsıntılarının önüne geçmek istiyorlar. Gelişmiş grafik sistemleri ve simülasyonlar konusunda da NFL öncü bir spor dalı ayrıca Amazon şirketi ve NFL yaptıkları ortaklıkla birlikte bir uygulama üzerinde anlaşmış durumdalar bu uygulama sporseverlerin merak ettiği her şeyi açıklaması için kullanılacak örnek vermek gerekirse oyunun kendine has tabirlerinden, bir oyuncunun kilosu, boyu ya da hangi üniversiteden mezun olduğuna kadar her şeyi kapsayan bir bilgi sisteminden bahsediyoruz…

Tenis de ise Cyclops isimli teknoloji ile topun çok hızlı olması ve hakemin gözünden kaçabilecek fileye temas durumları için kullanılıyor ve bir temas durumunda hakemi uyarıyor. Ayrıca çizgi kontrolleri ve raket teknolojileri de tıpkı masa tenisi gibi her geçen sene yenileniyor.

Basketbolda kameralar ve yeniden oynatma yardımıyla 24 saniyede hücumun bitip bitmediğini kontrol edebiliyorlar takımların itiraz hakları da bulunuyor. Yeni teknolojilerle akıllı potalar ve hatta akıllı çizgiler üzerinde çalışmalar yapılıyor. Antrenmanlar için hareketli sensörlerle oyuncular çeşitli simülasyonlarla parke üzerinde kendilerini geliştirebilmeleri için çalışmalar devam ediyor. Fakat en gözle görünür teknolojik gelişmeler şüphesiz basketbolcuların ayakkabılarında oldu hem sakatlıkları azalttı hem de oyuncuların rahatlığını maksimum seviyeye yükseltti.

Tekrar futbola dönersek teknolojinin yeri oldukça sınırlı olduğunu görebiliyoruz. Bir antrenmanı drone ile takip eden teknik direktör görünce haber yapılışından da bunu anlayabiliriz. Zaten futboldaki teknolojilerin büyük çoğunluğu antrenmanlarda kullanılıyor. Örnek olarak Dortmund’un antrenmanlarında kullandığı Footbonaut teknolojisi, futbolcuların çabukluk ve isabet oranlarını kaydediyor ve gelişmelerini sağlıyor. Ayrıca bu teknolojiyi devşiren başka kulupler de var. Adidas’ın ürettiği akıllı top futbolcunun topun neresine hangi şiddetle vurduğuna kadar göstererek futbolcuların tekniğini geliştirmesine imkan sağlıyor. Giyilebilir teknolojilerle birlikte futbolcuların koşu kaliteleri ve nabızları ölçülebiliyor.

Günümüzde pandemi ve skandal Dünya Kupası takvimi yüzünden sıkışık bir fikstürde çok fazla maç yapmak zorunda kalan futbolcular doğal olarak birçok sakatlıklara mecbur kalıyor, sıkıntı çekiyor. Bu yeleklerle maça çıkmaları özellikle Christian Eriksen’in Avrupa Şampiyonası’nda yaşadığı bahtsız olay sonrasında oldukça önemli gibi duruyor. Kalp sorunları gibi kafa travmaları da oldukça fazla yaşanan bir spor olan futbolda kafa toplarıyla ilgili oldukça fazla tartışma var. Genç futbolcuların kafa topu vurmasını yasaklayan ülkeler de zaman geçtikçe artıyor. Ünlü kaleci Petr “Magneto” Cech, bildiğiniz gibi yıllar önce kafasına aldığı darbe yüzünden futbol hayatının neredeyse tamamını kafa koruyucusuyla oynamak zorunda kaldı ve tıpkı Eriksen gibi başka bir talihsizlik geçiren Raul Jimenez de bundan sonra kafasında bir koruyucu ile oynamak zorunda kalacak.. Bu sebeplerle ileriki yıllarda NFL gibi futbolda da kafa koruması için bir teknoloji tartışılmaya açılabilir.

Futbolun en büyük teknolojik hamlesi VAR ve gol çizgisi teknolojisi oldu. Özellikle İngiltere’de kullanılan gol çizgisi teknolojisi top çizgiyi geçtiği anda hakemi uyarıyor ve tartışmaya fırsat dahi vermiyor. Fakat bu kurala karşı olanlar da var şaşırmayacağımız gibi. Karşıt görüşler olmasının sebebi milimetrik hesaplar yapan bu teknolojinin gerekirse 1 mm yüzünden golu vermemesi ya da vermesi yüzünden kaynaklanıyor. VAR tartışmaları ise bambaşka bir konu ve uzun yıllar boyunca da tartışılmaya devam edeceği kesin.

Bağğzı farklılıklar olduğunu söylemek kesinlikle yanlış olmaz. Öyle ki futbolda bir hakem hatası bile oyunun parçası olarak görülüyor ve VAR sisteminin oyunun ruhunu öldürdüğünü söyleyenler oldukça fazla. Bu gruba artık yan hakemlerin sahada bulunmasının anlamsız olduğunu ofsaytın VAR ile anında ve doğru belirlenmesi gerektiğini söylediğinizi hayal etmenizi istiyorum… Ya da Nagelsmann’ın söylediği kulaklıkla bağlantının tartışılmasını hayal edelim… Hepsi vatanını savunur gibi mevcut durumu savunacaktır. Yine de yağmurlu bir Rize deplasmanında Yılmaz Vural’ın, takımın oyun kurucusuna kulaklık bağlantısını unutarak kenardan haykırmasını hayal etmek oldukça güzel olurdu…

Başka bir bakış açısıyla, belki de bu teknolojiyle birlikte, son 10-15 yıla kadar futbola hiçbir şey katamamış, günümüzde ise bir petrol zengini tarafından satın alınan sonradan görme küçük camialı kulüpler taktik açıdan zorlanmaya başlayabilir. Sadece maaşları için oynayan 11 futbolcuya taktik disiplin vermek zor bir iştir. Fakat kulübü için oynayan futbolcular hala varlar. En yakın örneği de Manchester City yerine eski kulübü Manchester United’ı tercih eden Cristiano Ronaldo…Çünkü ufacık bir kulaklıkla, taktik disiplin seviyesi yüksek, ekonomisi ise mütevazi olan güçlü camialı kulüpler rakiplerinin parasına karşı teknik direktörlerinin analiz ve taktiklerini sahaya daha iyi yansıtabilir. Uygulanmasının kimseye bir zarar vermeyeceği bu teknoloji tekdüzeleşen futbol taktiklerine karşı ne gibi katkılar yapabilir diye düşünmek gerçekten çok keyifli.

Futbol elbette dünyanın en popüler spor dalı ve bağğzı katı kurallara sahip. Real Madrid başkanı Florentino Perez ve yancılarının abuk subuk fikirlerini yok sayarak futbolda bazı gelişmeler olması gerektiğini kabul etmeliyiz. Florentino Perez’in yüz karası birkaç açıklamasından biri olan ilgi kaybını önlemek için maçların süresinin azalması teklifi asla yapılmaması gereken skandal bir yorumdu fakat bu da bambaşka ve oldukça uzun bir tartışmanın konusu…

Bağnazlıktan uzak olarak değerlendirilmesi gereken önemli konuların yanında endişelerin en büyük sebebi olan “futbolun ruhu” da korunmalı. Futbolda kural değişiklik önerileri IFAB tarafından FIFA’ya sunulur. Fakat FIFA, bu değişiklikleri tartışan ve uygulanmasını ya da uygulanmamasına karar veren kurum olarak genelde taç atışı ayakla mı atılsın ya da turuncu kart ile cezalandırılan bir oyuncu belirli bir süre dışarıda kalıp daha sonra oyuna dönsün gibi konuları tartışmakla meşgul…

Tabii ki dünyada ofsayt kaldırılsın diyecek kadar Mustafa Sarıgül yok o yüzden çok fazla endişelenmemeli ve yenilikleri takip etmeliyiz.

Başa dön tuşu