spor

Borsada Değil Arsada!!

Tarihin en eski futbol turnuvası olan İngilizlerin övünç kaynağı FA Cup, hala önem verilen bir turnuva olarak kabul ediliyor. İlk olarak 1871 yılında düzenlenen turnuvayı 120 takımdan fazlası kazanmış olup, her yıl 700 takımdan fazlası turnuvaya katılmaktadır. Tek maçlı elemelerle oynanan bu turnuvadan sonra İngilizler 1888 yılında bir lig düzenleme kararı alarak Dünyanın en eski ligi olan İngiltere Futbol Ligi’ni de kurdular ve futbolun beşiği tabirinin ortaya çıkmasını sağladılar.

Peki 1992 yılına kadar düzenlenen İngiltere Futbol Ligi yerine Premier League neden kuruldu?

1980 ile 1990 yılları arasında anlamsız bir durum vardı, takımlar yayın gelirlerinden çok az para aldıklarını düşünüyorlardı. Özellikle Manchester United ve Arsenal kulüpleri sürekli yanlarına bir yancı kulüp daha katarak bu durumu sorgulamaya başladılar. Her sorguları yeni bir tehdide dönüştü ve ufak parçalar halinde istediklerini almaya başladılar.

5 ayrılıkçı takım olan Manchester United, Arsenal, Liverpool, Everton ve Tottenham önceleri sadece yayın gelirleri ya da sponsorluk gelirleri gibi durumlara itiraz ederken, 1990 yılına gelindiğinde artık bir kopma kaçınılmaz hale geldi. Bu takımlar, İngiliz Federasyonundan bağımsız olarak ekonomik şartlarını kulüplerin kendileri tarafından idare edilecek yeni bir lig hayal ediyorlardı. İlk denemeler olumsuz sonuçlansa da 1992 yılında şu an tüm dünyada izlenen, büyük çoğunluğun dünyanın en iyi ligi olarak kabul ettiği Premier League kuruldu. Günümüzde en yüksek yayıncı ve sponsorluk anlaşmalarını yapan Premier League kurulduğu dönemde de inanılmaz fiyatlarla yapılan anlaşmalar sonucunda hissedarlarına büyük paralar kazandırdı ve belki de günümüzdeki kulüplerin satılması için gereken kırılmayı sağladı.

Premier League’in kurulmasıyla birlikte ekonomik değişimlerin yanı sıra yarışmacı kulüplerde de bazı değişimler oldu. 1992 yılına kadar her takımın kazanma ihtimali olması -özellikle Fa Cup’ın tek maç statüsü olması sebebiyle- ingiliz futbolunda birçok farklı takımın şampiyon olmasıyla sonuçlandı. 28 farklı takımın şampiyon olduğu İngiltere’de Premier League kurulduktan sonra 7 farklı takım şampiyon oldu. Premier League kurulana kadar 18 şampiyonluğu bulunan İngiltere’nin en büyük kulüplerinden biri olan Liverpool, adeta dibe çakıldı. Avrupa kupalarında başarılar kazansalar da Premier League’de sadece 1 kez kupayı kaldırabildiler. Ezeli rakipleri Manchester United’ın en çok şampiyon olan kulüp rekorunu Liverpool’un elinden almalarını sadece izlemekle yetindiler.

(İkinci Dünya Savaşında Portsmouth şehri bombalanırken, kulüp FA Cup’ı kazanmıştır.)

Peki tarihi ve camiasıyla İngiltere’nin en büyük kulüplerinden olan Liverpool Premier League geçişini başarılı bir şekilde tamamlayamazken ezeli rakibi Manchester United nasıl başardı?

İşte tam burada vahşi Amerikan Kapitalizmi devreye giriyor… Amerikan Glazer Ailesi borsaya açılmış olan Manchester United’ın hisselerini yavaş yavaş toplamaya başladılar. 2005 yılına kadar süren bu strateji sonrasında kulübün %75 hissesine sahip olan aile artık kulübün yatırımları için kimseye hesap vermek mecburiyetinde kalmayacaktı. Taraftarlar bu duruma büyük tepkiler gösterse de günümüzde Manchester United’ın sahibi hala Glazer Ailesi’dir. Taraftarlar aileyi protesto etmeleri gerektiği zaman kulübün eski renkleri olan yeşil ve sarı formaları giyiyorlar. Bugün bile iç saha maçlarına bu formalarla giden taraftarları görebilirsiniz…

Özellikle kulübün sahiplenilmesindeki sinsilikle artan borçlar sebebiyle aile ve taraftarlar arasında görüş farklılıkları ortaya çıktı. Taraftarlar kulübün satın alınırken bankalardan kredi çeken ailenin bu borcu kulübün gelirleriyle kapattığını ve borçların kulübe “geçirildiğini” söyleseler de aile bunu her zaman reddetti. Daha önceleri de Amerikan kulüplerini satın alan Malcolm Glazer, Manu’ya inanılmaz sponsorluk anlaşmaları bağladı. Ayrıca kulübün menajeri olan Sir Alex Ferguson’ın inanılmaz kupa istatistiği de ekmeğine yağ sürmesine sebep oldu. Halkın takımı olan Liverpool o dönemde endüstriyel futbolun geleceği noktayı kestiremedi…

Chelsea, Manchester United ve daha sonra Manchester City’nin sahiplenilebileceğini tahmin edemeyen kulüp futbolda başarısız bir döneme girdi. Premier League kurulduktan sonra Manchester United 13 şampiyonluk kazandı ve bu başarıların hepsini Sir Alex Ferguson döneminde elde etti. Daha sonra bu takımlardan ekonomik olarak geri kalan Liverpool, 2010 yılında Fenway Sports Group adında bir Amerikan şirketine satıldı. Şampiyon olabilmek için aslında her şey hazırdı. United Ferguson sonrası dağıldı, Liverpool iyi yatırımlar yaptı ve doğru teknik direktör tercihleriyle birlikte şampiyonluğa oynayan bir takıma dönüştü. Günümüzde şampiyonluk yolundaki 2 favori kulüp olan şeyh sermayesi Manchester City ve Liverpool ligi domine ediyor.

Premier League kurulmadan önce de yerel iş adamları ekonomik olarak çöken kulüpleri topluca satın alıp kalkındırıyorlardı fakat bunlar kar gütmeyen atılımlardı. Premier League’in futbolu bir eğlence aracına çevirmesiyle birlikte gözler satın alınabilecek kulüplere çevrildi. Son olarak başka bir Arap sermayesi köklü İngiliz kulübü olan Newcastle United’ı satın aldı ve bu durumdan çok memnun olan taraftarlar, Araplara özgü kıyafetlerle maça giderek enteresan görüntülere imza attılar. İngiltere’de holiganlar yüzünden gündüz maçlarına geçildikten sonra şiddet ve alkol problemleri sıfırlara indi fakat tüm dünyaya maç yayını yapabilmek için hala gündüz maçları oynanmaya devam ediyor. Çünkü tüm dünyadan paralar buraya akmaya devam ediyor…

Özellikle Avrupa Süper Ligi olarak ortaya atılan garabetin tüm bu tarihi gerçekler sebebiyle daha da tehlikeli olduğunu görmeli ve futbola sahip çıkmalıyız. Yoksa bu paragöz kan emiciler yüzünden futbol 30 dakika devrelerle oynanan televizyon molalarına izin veren bir Amerikan seyirliğine dönüşecek. Tüm dünyadan bu skandal oluşuma tepki gelse de özellikle Avrupa Süper Lig’in büyük kurucu kulüpleri olan Real Madrid , Barcelona ve Juventus’un başka başka bahanelerle kendi kendilerine başarısızlık için sabotaj yapıp Avrupa Süper Ligi için bir yol arıyorlar. Premier League ise ülkenin kendine has denetleme sistemleri olması sebebiyle hala izlenebilir en iyi lig ve ekonomik durumlar dışında diğer yeniliklere de kapalı durumda . Ancak bu durum diğer ülkelerdeki takımların bu yolu seçeceğini göstermiyor. Bu yüzden önümüzdeki yıllarda futbol ve futbol ekonomisinin gideceği yolu hep beraber dikkatle izlemeliyiz.

Başa dön tuşu