“Amerikan futbolu teknoloji anlamında futbolun çok önünde. Quarterback, taktığı kulaklıktan koçunu duyabiliyor, buna kesinlikle ihtiyacımız var. Futbol geleneklerin arkasına saklanmayı bırakıp köklü değişiklikler yapmalı.”
Açıklama, futbolseverlerin yakından tanıdığı, sakatlığı sebebiyle futbolu bırakmak zorunda kalan ve genç yaşta teknik direktörlüğe başlayan hatta bazıları tarafından da “mesih” olarak görülen, dünya devi Bayern Munih’in teknik direktörü Julian Nagelsmann’a ait. Alman teknik direktör ayrıca NFL teknik ekiplerinin kurguladığı oyunların kendisini büyülediğini de söyledi. NFL oyuncuları her sezon 500’e yakın oyun kurgusunu ezberlemek zorunda kalıyor ve bu yüzden bir oyun kurucuyla koçun maç içinde kulaklıkla konuşması oldukça faydalı bir durum.
Peki Nagelsmann bu teknolojiyi neden tartışmaya açtı? Nagelsmann genç yaşta futbolu bıraktıktan sonra analizci olarak Tuchel’in çalıştırdığı Augsburg’da çalışmaya başladı. Rakiplerinin maçlarını izleyerek, analiz ederek belki de teknik direktörlük kariyerinin alametifarikasi olan rakibe göre kurgu ve diziliş anlayışının fikir tohumlarını ekmeye başladı. Hoffenheim ile teknik direktörlük kariyerine başlayan Nagelsmann tüm otoritelerin tepkisini çekti çünkü henüz 27 yaşındaydı ve sıradan bir lig olmayan en önemli 4 ligden biri olarak kabul edilen Bundesliga’da çalışmaya başladı…
Hoffenheim ve R.B Leipzig de teknik direktörlük yapan Nagelsmann artık Bayern Munih’in teknik direktörlüğünü yapıyor. Tüm futbol severlerin bildiği gibi Nagelsmann mevkilere ve dizilişlere tepki olarak dünyaya geldi… Hoffenheim’la galibiyet serisi yakaldığında 3’lü savunma, 4 lü savunma arasında sürekli geçiş yaparak rakiplerini her maç şaşırttı ve öngörülemez bir takım oluşturdu. Hoffenheim’a göre hedefleri daha yüksek olan Leipzig’de ne yapacağı merak edildiğinde ise 1 sezonda 8 farklı diziliş ile yine otoriteleri komaya soktu. Çünkü futbolda büyük takımlar rakiplerine göre takım kurgusu yapmaz kendi oyununu dikte eder düşüncesi günümüzde hala kanun olarak kabul ediliyor.
Özellikle Bayern serüveni ise tüm gözleri Nagelsmann’ın üzerine çevirdi. İçten içe hep başarısızlığını isteyen bir grup olduğunu kabul etmek gerek. Bu durumu hazırlık maçlarındaki kötü sonuçlar sonrası “gördünüz mü başaramayacak” diyen çok sayıda insan tasdiklemiş oldu. Fakat ligde oldukça başarılı giden Nagelsmann yine enteresan işlerine devam edecek gibi görünüyor. Şampiyonlar Ligi, başarısının testi için daha doğru bir platform olacaktır.
Açıklamasına dönersek, özellikle maç içinde sürekli diziliş ve mevkileri değiştirmesi sebebiyle özellikle oyun kuruculara ulaşabilmesi açısından bir kulaklık çok fazla işine yarardı. Halihazırda öngörülemez oluşuyla büyük bir tehdit olan Nagelsmann, Hoffenheim’da Vogt’u, Leipzig’de Sabitzer ve Forsberg’i, son olarak Bayern’de Kimmich’i derin oyun kurucu olarak görevlendirdi. Topsuz oyun konusunda hassas olan Nagelsmann görevi savunmak olan bir oyuncuya bile özel hücum kurguları planlayabilir… Bunu takıma aktarmak için Kimmich’den daha doğru bir seçim olamazdı.
Hücum kurguları NFL ekiplerinden aşağı olmayan genç teknik direktör gürültünün yüksek olduğu maçlarda oyunculara sesini duyuramamaktan şikayetçi. Bu durumun benzerini daha önce Galatasaray’ı çalıştıran Roberto Mancini’den de görmüştük, hatta oldukça şaka konusu yapıldı ve eleştirildi, İtalyan hoca maç oynandığı esnada Selçuk İnan’a kağıtlar göndererek yeni talimatlarını oyun kurucusuna bildiriyordu. İşte Nagelsmann artık bu talimatları oyuncusunun kulağına fısıldamak istiyor tıpkı Vizontele’deki Nazmi Bey’in dediği gibi “aynı anda”…
