sex

Dijital Temas

Çağımızın yeni sığınağı: Sanal seks. Kişiden kişiye fiziksel bir temas olmadan, yazışma veya görüntüler üzerinden yaratılan, bir çok alt başlığı olan, kişiye cinsel zevk yaşatan bir ilişkilenme biçimi. İlişkilenme biçimi diyorum çünkü özellikle de pandemiyle birlikte daha da artan, birçok dış uyaranla beraber kişinin kendiyle kalabildiği bir temas biçimi bu. Kişiyi belki de bir çok korkusundan arındıran, bir ekran ilişkisinden de öteye, kendi kafasında kendine yaşatabildiği bir ilişki haline bürünüyor.

Bu dijital temas, analog bir cinsel ilişkideki bulaşıcı hastalıklar, tatmin olamama, anlaşılma korkusu, performans yetersizliği veya kaygısı gibi kişisel riskleri ortadan kaldırıp kişiye daha bireysel bir tatmin sağlıyor. Böylece cinsel zevki sanal ortamlarda yaşamak daha risksiz hale gelirken kişinin dış dünyasında mümkün hale getiremeyeceği çeşitli kurgu ve fanteziler de seksi daha heyecanlı hale getiriyor.

Peki bu kadar basit mi? Elbette hayır. Bu cinsel zevk beynimizdeki zevk merkezini uyarıp bedenimize dopamin salgılamasına sebep oluyor, böylece beynimiz bunu diğer zevklerin yanına kaydediyor ve fazlası bağımlılığa yol açıyor. Bunun yanında cazip gelebilecek bir çok durumuyla kişideki fiziksel temas isteğinin azalmasına sebep oluyor. Zamanla yok ettiği gerçek temasın yerini bireyin yakınlık korkusu, kaçınma ve yalnızlaşması alıyor.

Yakınlık korkusu, esasen aşırı derece yakın fiziksel ve duygusal bir bağlantıya sahip olmakla ilgili bir ilişki kaygısıdır. Dijital temas, kişinin bir partnerle derin düzeyde bağlantı kurma zorunluluğunu ortadan kaldırarak, kaçınma halindeki kişi için bu durumu cazip hale getirir. Gerçek bir temas olmadıkça sanala yönelir, sanalda temas buldukça gerçek bir temas aramaktan korkar hale gelir. Bu döngü bir dijital sığınmadır ve kişiye yanlızlık getirir. Fakat bazen yalnızlığın dijital sığınması, kişiyi bir sevgilinin sorduğu riskli bir sorudan da kurtarır: Beni mi daha çok seviyorsun yoksa telefonunu mu?

Başa dön tuşu