Öpeyim mi?
İnsan topluluklarının yaklaşık olarak sadece yarısı dudaktan öpüşüyor ve sandığımızın aksine öpüşmek evrensel bir olgu değildir. Hatta bazı topluluklar bu eylemi “iğrenç” buluyorlar. Bazı kültürlerde ağız gibi bir organı birbirine değdirmek, aynı kaba türüküp hep birlikte yemek gibi bir şey olarak değerlendirilirken, öpüşmenin ilk insanda var olan hayvansal bir içgüdü olmadığını söylemek mümkün olabilir. Ancak günümüz insanının içgüdüsel davranışlarının da evrimsel kökenleri vardır.
Yine de dudaktan öpüşmenin başlangıcı ve sebebi diye kesin bir varsayım öne sunmak oldukça iddialı olacaktır. Bilimsellikten uzaklaşmayarak bu eylemi gerçekleştirme sebebimizle ilgili teoriler sunabiliriz. Geçmiş tarihe baktığımızda, insanlık ilk dönemlerinde doğaya ve hayvanlara karşı savunma yöntemleri geliştirmekle kalmamış, hayvanların ve bitkilerin metodlarından ilham alarak yeni yaşam becerileri oluşturmuştur. Örneğin kuşlar yavrularını beslemek için gagalarına aldıkları yiyecekleri yavrularına yine ağız yoluyla vermektedirler. İnsanlık bu yöntemden etkilenerek ilk başta beslenme ve besleme amacıyla öpüşme eylemini yerine getirmiş olabilir.
Dudaktan öpüşmenin nasıl romantik bir eyleme dönüştüğü ise ilgi çekici bir noktadır. Bu davranışın anne ve bebek arasında güven ve duygusal bir bağ oluşturması bu eylemi sürekli yapar hale gelmemize sebep olmuş olabilir.
Konuyla ilgili yapılan bilimsel araştımalar neticesinde ise öpüşmenin, tat ve koku ile potansiyel partnerin uyumluluk açısından biyolojik ipuçlarını toplamaya, genetik uygunluk ve genel sağlığın bilinç altında değerlendirmesine izin verdiği ortaya çıkmıştır. Öpüşme sayesinde kendi genetik yapımıza en uygun adayı aramaktayız. Olası partnerimizin genetik mirasını araştırmak için dokunmak ve öpüşmek isteriz, beynimizin partnerimizi tanıması için bu gereklidir.
Yapılan araştırmalarda bireylerin kendinden farklı genlere sahip kişileri daha etkileyici buldukları ortaya çıkmıştır. Birbirinden farklı genlere sahip iki kişi çiftleştiğinde, meydana gelen bebekler her ikisinin de bağışıklık sisteminin çeşitli özelliklerine sahip olacaktır. Daha fazla çeşitliliğe sahip bağışıklık sistemi ise hastalıklarla daha güçlü mücadele etmektedir. Ensest ilişkilerde ise çiftleşme, bireylerin gen yapısını bozarak, sağlıksız çocukların doğmasına hatta doğum gerçekleşmeden ölmelerine sebep olmaktadır.
Bu seçme yöntemi sayesinde çiftleşme sonrasında hayata gelen yeni yavrular, daha sağlıklı nesilleri meydana getirmektedir. Belki insan ırkının devamı bu seçme sayesinde sağlanmıştr. Yani öpüşmek sadece iki çift dudağın birleşmesi değil, nesiller ve tarih boyu iki insanın birleşmesi, ortaya bir birey çıkarması ve bu sayede çağların atlanmasıdır. Bazen çok ufak gördüğümüz ayrıntılar, çok büyük olaylara sebep olurlar, öyleyse tüm insanlık ve yaptıkları bir çift dudağın arasındadır.