Lesboslu Lezbiyen
Batı tarihinin ilk kadın edebiyatçısı olan Sappho M.Ö 615 yılında, aristokrat bir ailenin kızı olarak Lesbos adasında doğmuştur. Hakkında çok bilgi bulunmamakla birlikte otobiyografi uzmanları şiirlerini inceleyerek Sappho hakkında varsayımlarda bulunmaktadırlar. Bunun sebebi, şiirlerinde o dönemde kullanılmayan Aiol dilini kullanmasıdır. Yaşadığı dönemde yazdığı şiirleri, artık kullanılmayan bir dilde yazmasının sebebi belki de kendini, kimliğini ve düşüncelerini gizleme arzusundan kaynaklanıyor olabilir. Çünkü Sappho, erkek egemen bir toplumda doğmuş ve yaşamını sürdürmüştür.
Zamanının çoğunu evlenmemiş kadınlar için kurduğu okulda geçiren Sappho, coşkulu, cesur, lirik ve kadınların kendi içine kapalı dünyasını anlatan şiirler kaleme almıştır. Örneğin şiirlerinden biri, sesi bütün flütlerin sesinden daha tatlı, saçları altından daha sarı bir genç kızı betimlerken bir diğeriyse, sevgilisinin boynunu çiçeklerle süsleyip saçlarına misk kokuları sürdükten sonra, yumuşak çarşaflar ve pelüş yastıklarla döşeli bir yatakta “arzularını dindirmek”ten bahseder.
Şiirlerinde bahsettiği kadınlarla arasında nasıl bir bağ olduğu bilinmese de bu kadınlarla arasında cinsel ve duygusal bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden Sappho yaşadığı toplum ve insan ilişkileri üzerine keskin gözlemleri olmasına rağmen cinsel kimliği ile hatırlanmaktadır. Bazı otobiyografi uzmanları ise şairin şiirlerinde sıkça yer verdiği ‘’Cleis’’ ismine dayanarak, onun evli ve bir kızı olduğunu iddia etmektedir. Sappho’nun yaşadığı dönemin toplumunda erkek eşcinselliği yaygın olarak görülürken kadınlara karşı aynı olumlu tutum sergilenmemektedir. Sappho’nun evli ve bir kız çocuğu sahibi olduğunun düşünülmesi tamamen kadın eşcinselliğinin geçmişte kabul görmemesinden kaynaklanmaktadır.
Yaşadığı dönemde erkekler Sappho’nun açık sözlülüğünden ve yaşam tarzından oldukça rahatsız olmuştur. Yunan erkeklerinin Sappho ve çevresinde yer alan kadınlara bakışının en önemli göstergelerinden biri de dönemin gözde şairi Anakreon’dur. Örnekten anlaşılacağı üzere günümüzde de yaygın olarak kullanılan lezbiyen terimi Lesboslu kelimesinden türemiştir.
Sırma saçlı Eros bir kez daha erguvani topunu bana fırlatıyor ve ayağına rengarenk sandaletler geçirmiş bir kızla oynamam için beni dışarıya çağırıyor. Fakat kız benim ağarmış saçlarımla alay edıyor; üstüne üstlük, Lesboslu olduğundan, başka bir kıza göz süzüyor.
Düşünsene, ilk kadın şairsin, senden önce şiir yazan kadın yok, yaptığın başlı başına bir devrim ama sen lezbiyenliğinle hatırlanıyorsun. Maalesef ne geçmişte ne de günümüzde hemcinslerine ilgi duyan insanlar huzurla kabul görmemiştir. Oysa tüm bunlardan kime ne?