sanat

Kopyanın Kopyasının Kopyası

Hayatta her şeyin birbirinin kopyası olduğunu hepimiz zaman zaman fark etmişizdir. Sinema, tiyatro, dizi, sanat yapımları başta olmak üzere, oturma odasından tutun da, yatak odasına kadar ev eşyalarında bile benzerlikler görülmektedir. Bir tasarımcı, kendi markasını yaratırken her ne kadar özgün bir marka yarattığını düşünse de, fikrin alt yapısı başka bir fikre dayanır. Chuck Palahniuk’un da dediği gibi,  ” Her şey çok uzaklardadır, kopyanın kopyasının kopyası gibi.”

Birebir aynı olmadıkça, bir kişinin yaratım sırasında küçük kopyalamalar yapması emek hırsızlığı sayılmaz. Gecelere kadar uyuyamayan insanları anlatmak için ” Gece Kuşları” isimli tablosunu yapan Edward Hopper, başka sanatçılara ilham olmuştur. Roger Brown’un ”Puerto Rican Wedding” isimli tablosunda Edward Hopper esintileri görmek mümkündür. Roger Brown tabloyu Edward Hopper’ın ” Gece Kuşları” tablosundan esinlenerek çizmediğini söylemiştir fakat sonradan bu tabloların arasındaki benzerlikleri kendisi de itiraf etmiştir.

Roger Brown’un bu konu hakkında dürüst bir yorum yapıp yapmadığını biz bilmesek de, bildiğimiz bir şey var ki özgün bir eser yoktur. Yani siz özgün bir eser yarattığınızı düşünüyor olabilirsiniz ama, bu özgün eseri yaratırken aslında daha önce edindiğiniz bilgi birikiminizle beraber o eseri yaratıyorsunuz. Bir roman yazdığınızı düşünün. Roman yazabilmek için elbette bir bilgi birikiminiz olması, iyi bir okuyucu olmanız gerekir. Romanınızı kendi fikirlerinizle kelimelere dökerken, okuduğunuz kitapların, izlediğiniz filmlerin, hayatınızdaki anıların harmanlanmış hali olduğunu fark ettiğinizde aslında romanınızın da bir kopyanın kopyası olduğunu fark edebilirsiniz.

Sanatta önemli bir etkiye sahip olan Edward Munch’ın Çığlık tablosunda, ressam doğanın çığlığını resmetmektedir. Edward Munch’ın tablosundaki insan yüzünün Fransa’daki bir antropoloji müzesi olan Musée del’Homme’daki bir mumyanın yüzünden etkilenerek yapıldığı düşünülmektedir. Gece Kuşları ve Çığlık tablolarının etkileri popüler kültüre de yansımasını ise The Simpsons’ın bir sahnesinde Gece Kuşları’na yapılan göndermede görebilirsiniz.

Yeni bir fikir üretmenin ne kadar imkansız olduğunu geçmişten günümüze kadar görmekteyiz. Ancak oluşmuş bir fikri harmanlayıp, yeni bir fikre dönüştürebiliriz, yeniden yorumlayarak eskisinden daha güzele dönüştürebiliriz. Bunda bir sakınca olmadığı gibi , önemli olan fikirlerdeki ayrıntılarda kendinizden bir parça bulabilmek ve daha sonra o parçayı bir yaratıma dönüştürmektir. Yeri geldiğinde bir çantanın orijinal mi gerçek mi olduğunu fark edemememek de bir başarıdır. Bazen izlediğiniz bir dizinin çok benzeriyle karşılaştığınızda, benzeri daha çok hoşunuza gidebilir. Picasso’nun da dediği gibi ” İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar.”

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu