sanat

KOR GİBİ YANIŞLAR: Feu! Chatterton

Bazen neden her şeyden biraz biraz seven biri olduğumu düşünürken, net bir şekilde hangi müzik türünü sevdiğimi söyleyemediğimi de fark ederim. En sonunda bunun bir dünya meselesi olmadığına karar vererek, dağınık ve tutarsız listelerimden birini açıp dinlerim. Dinledikçe seçtiğim müzikler arasında bir ortak nokta bulurum. Bol enstrümanlı, hafif tiyatral ve elektronik ritimleri olan, kimi zaman enerjimi yükselten kimi zaman da aşağı çeken o müzikler sevdiğim türlerdir.

Feu! Chatterton’u daha önce dinlediniz mi bilmiyorum, ben 2019’da spotify’ın haftalık keşfinde denk gelmiştim. Tanışmamıza vesile olan şarkıları “Porte Z”,  belli bir süre beni elden ayaktan düşürmüştü. Bu sayede diğer şarkılarını da dinlemeye başladım ve hayranları oldum. 2011 yılında, Antoine Wilson (bas), Arthur Teboul (vokal), Clément Doumic (gitar ve klavye), Raphaël De Pressigny (davul) ve Sébastien Wolf’un (gitarlar ve klavyeler), Paris’te bir araya gelmesiyle oluşan Feu! Chatterton için alternatif rock grubu denilebilir ama eksik kalır. Çünkü özünde Chanson’un, dönem olarak yeni, kimi zaman temiz kimi zaman da karanlık örneklerinden. Chanson başlı başına bir müzik türüdür. Orta Çağ ve Rönesans’tan günümüze kadar gelen lirik temelli, çok sesli ve seküler özellikleriyle Fransa’nın en büyük özgün müzik geleneğidir. Chanson daha yüksek bir Fransız dili standardında olma özelliği taşır ve Fransızlar için bu özelliği bir gurur vesilesidir.1 Feu! Chatterton’ın adı, Fransızca’da “ateş!” anlamına gelen “feu!” ile genç yaşta hayatını sonlandıran şair Thomas Chatterton’dan gelmekteymiş. Bu sayede şair için saygı duruşunda bulunup, ruhunu onurlandırdıklarını söylemek yanlış olmaz. Arthur Teboul’un (vokal) şiir ve edebiyatla olan yakın ilişkisi sayesinde şarkı sözlerdeki derinlik, Google Translate rağmen kaybolmuyor. Bir röportajında şiir ve edebiyattan çok ilham almasına rağmen dile olan sevgisinin şarkılardan geldiğini söyleyerek Chanson bağlılığını da vurguluyor. Şahsen dinlerken içimin kıpır kıpır olmasının en önemli ve hatta gruba vurulmamın sebebi olarak, metnin ritimle olan uyumuyla zihnimde direkt bir anlam ve imgenin belirmesine bağlıyorum. Fransızca bilmediğim halde ritim, hayal gücümü çalıştırmaya yetiyor. Yoksa müzik evrenseldir dememek için afilli bir anlatıma mı başvuruyorum? 🙂 Bilemiyorum ama bana hissettirdikleri bunlar.

Şu ana kadar “Feu! Chatterton – EP (2014), Ici le jour (a tout enseveli) (2015), L’oiseleur (2018) ve Palais d’argile (2021)” adlarında 3 albüm 1 EP hazırlayan grubun klipleri de çok güzel. Özellikle son albümlerinden Écran Total için hazırladıkları klipte, insan ilişkilerinin aşırı dijitalleşmesini konu alıyor ve ekranların hayatımızdaki gücünü eleştiriyor.

Artık lafı uzatmadan progresif rock, pop, edebiyat ve elektro dokunuşlarla ve melankolik bir liberter lirizme sahip Feu! Chatterton şarkılarıyla, keyifli dinlemeler diliyorum.

https://open.spotify.com/artist/538TfjnJpRXI80MHYWfKlo?si=L5yx_AL_QlqYO-QzzCBgJg

Kaynak:
1- https://t24.com.tr/yazarlar/murat-bjedug/chanson-un-romantik-ve-anarsist-sarkicisi-sair-leo-ferre,30805

Başa dön tuşu