Çağdaş Mı Sanat?
Geçen gün internette “Çağdaş Sanat Bir Kandırmacadan mı İbaret?” başlıklı bir videoda, sanat eleştirmeni Avelina Lesper’in söyleşisine denk geldim. Sonunda çağdaş sanatın aslında ne olduğunu ve neden var olduğunu anlatan biri diye düşündüm.
Günümüzde hala ortaya çok güzel işler çıkaran insanlar var. Emeğini, zamanını vermiş bütün becerilerini ortaya koymuş bir sürü insan. Bir yandan da yaşamakta olduğumuz zamanın saçmalığından beslenerek içinde bir gıdım yaratıcılık olmayan, saçmalıktan da öte ‘işler’ yapan sözde sanatçılar.
Bir kaç yıl önce tasarım bienalinde üstünde iki tane kusursuz bir şekilde katlanmış havlusu ve fincanı olan bir masa gördüğümü hatırlıyorum. Yanında da uzunca bir paragraf yazılıydı. Bilirsiniz o yazıları, açıklamaya ihtiyaç duyan sanat eserlerinin baş ucunda dururlar. İnatla okumuyorum o yazıları. Ortaya çıkardığı şeyin kimsede bir duygu veya anlam uyandırmadığını kendisi de biliyor, yanına yazdığı bir iki cümleyle durumu kurtarmaya çalışıyor. Ortaya çıkan şey sergilendiğinde kitlelere ulaşmış sayılıyor ama o yazıyla aslında yaratıcısının bakış açısında sınırlı kalıyor.
Söyleşide çağdaş sanatın nasıl sistemin bir kolu haline geldiğinden bahsediyor Lesper. Bazı insanlar sizin çağdaş sanatı anlamadığınızı söyler sanki bir ders kitabıymış gibi. Anlamadığınıza inandığınız an sorgulamayı bırakıyorsunuz demektir. Aslında asıl ulaşılmaya çalışılan sonuç budur. Uyutulmuş bir toplum yaratmak.
Galerilerde sergilenen bazı eserlerin fiyatının sabit olmadığını, eseri koyacağınız alanın büyüklüğüne göre değişebileceğini söylüyor. Hatta satın aldığınızda eserin kendisine de sahip olmadığınızı sadece sahip olduğunuzu gösteren bir sertifika aldığınızı ekliyor. Dünya üzerinde özgür kimse yokken sanat nasıl var olsun? Zaman sanatı değiştirmiyor artık, yok ediyor.
Bazı kimseler de son kalıntılarıyla ayakta kalmaya çalışıyor…