Cinsellik çoğu zaman doruk anıyla hatırlanır. Ama işin asıl ilginç tarafı, doruk sonrasında gelen o sessizliktir. Bazen huzurlu, bazen garip, bazen de ağır bir sessizlik… İşte tam o anda, ilişkilerin röntgeni çekilir. “After sex” sessizlikleri, aslında bir turnusol kâğıdı gibidir.
Partnerler arasında yakınlık mı var, yoksa arada görünmez bir mesafe mi? Sessizliğin tonu bunu ele verir. Çünkü seks bittiğinde bedenler rahatlar ama ilişki hâlâ oradadır. Ve işte o boşluk, iki kişinin aslında ne kadar bağlantıda olduğunu gösterir. Kimi çiftler bu anı gülerek, sohbet ederek ya da küçük şakalaşmalarla geçirir. Kimi ise kelimelere ihtiyaç duymadan yalnızca yan yana olmanın huzurunu yaşar.
Ama bazen de sessizlik, aradaki kopukluğu görünür kılar; çünkü konuşacak bir şey bulunmaz. Burada mesele sessizliği bozmak değil, ona içerik katmaktır. “İyi hissettin mi?”, “Bunu sevdin mi?” gibi basit sorular bile, partnerin dünyasına açılan kapıdır. Sessizlikte kaybolmak yerine, ona küçük bir anlam yüklemek ilişkiyi sıradan bir temastan öteye taşır. Sonuçta, seksin bittiği yerde ilişki devam eder.
After sex anları, iki kişinin birbirine ne kadar yakın olduğunu gösteren küçük ama kritik anlardan biridir. Ve belki de ilişkideki asıl konuşma, tenin sustuğu yerde başlar.
